bir şey aramak isterseniz

17 Mayıs 2011 Salı

10 10 10!

biraz geç kalmış bir yazı olacak ama kızımın onuncu ayına dair bir not da olsun istedim, o yüzden geç de olsa yazıyorum.

ece kuşum 10. ayını da devirdi. bana öyle geliyor ki bu sanki dersin çocuk on yaşına bastı. zaman gerçekten çok çabuk geçiyor. ne zaman hamileydim, hamileliğimi nasıl geçirdim, doğum oldu olacak, doğdu, emdi derken bir bakmışsın doğumgünü konularını konuşmaya başlamışsın! düşününce o ilk zamanların ne yapacağını bilemez halleri falan komik geliyor insana. şimdi çok tecrübe kazanmışım gibi konuşmak istemem ama insana ikinci bir çocuğu hemen veriverseler bazı konularda ilkine göre tam zıttı davrandığını görürüz herhalde.

neyse ben ece nin geçen ayından bahsedeyim. daha önce de yazmıştım ece için yaramaz ya da huysuz bir çocuk diyemem fakat bu kız çok ha-re-ket-li! hiiç yerinde durmuyor. bir yere bakarken arkasındaki ile de ilgileniyor, ona da göz kaş yapıyor. bazen bu yüzden konsantrasyon sağlayamadığını düşünsem de bazen de eline aldığı şeye öyle bir dikkatli bakıyor ki beni kendime ters düşürüyor.

onuncu ayda doktorumuzun söylediğinin aksine yemek olayında bir değişiklik yapmamıştım, yapamamıştım. yine çorbalı, yoğurtlu, muhallebili gittim.emzirmem artık gecede bir kere olduğu için devam sütüne biraz daha ağırlık vermeye çalıştım. yani çocuk katı birşeylerden ziyade sıvı alarak beslendi yine. ama kontrolde sağolsun Mehmet Bey "artık sizin sofranızda ne varsa yiyebilir, kocaman çocuk bu" diye üstüne basa basa söyleyince şu günlerde biraz daha sofra yemeklerine dönmüş bulunuyorum. geç kaldım mı? zannetmiyorum, ama geç kalmaktan da korkuyordum, çünkü etrafımdan 4 yaşına kadar herşeyi rondolanmış yiyen çocuklar falan duydum ki dilerim şu zamandan sonra öyle bir durum yaşamayız.

fiziksel olarak ise hemen ayını doldurduğu günlerde ece ilk defa desteksiz ayakta durmayı başardı, öncelikle bunu yazayım. hatta gününü de yazayım kendime not olsun: 7-5-2011. ama henüz adım atmak gibi bir durum olmadı. ellerinden tutarsak bizimle yürüyebiliyor ya da koltuğun bir ucundan bir ucuna gidebiliyor ama desteksiz daha yok. emekleme konusunda ise son derece hızlı, pırr diye açılan mutfak dolabının kenarında bitebiliyor benim ecoşum. çok güzel el sallıyor, şarkılarda kolaarını kavuşturup eşlik etmesi var ki görülmeye değer. he bir de artık o bir 4diş. gülünce mercimek gibi onlar görünüyor ağzında.

uykusunu ise artık biraz değiştirecek gibi. sanki gündüz uykularını teke düşürmeye çalışıyor. akşama doğru şekerlemesine artık pek düşmüyor. ki buradaki tabloya bakarsak bunun yanlış bir eğilim olduğunu görebiliriz. gece daha önceki gibi bazen güzelce uyurken bazen de uyanıp gündüzmüş gibi davranabiliyor.

bunların haricinde ise artık havalar ısındı, daha çok dışarı çıkıp açık havada kalabiliyoruz. tabi bunun için yeni ürünlerimiz oldu, misal şapka, bandana, güneş kremi gibi. parka gidip ece yi salıncağa bile bindirdim. yazın çocuklar serpilir büyür derler ya ben de ece den o performansı bekliyorum, büyüsün, yürüsün, konuşsun artık :)

4 yorum:

  1. bir de ece 10. ayında sevil teyzesini daha da bir sever oldu. onu görünce kucağına gitmek için ağlıyor, onun kucağındayken başkasına gitmiyor..ve daha ne güzellikler. bunları da tarihe not düşüyorum ki; annesi dahil bu durumu kıskanan gözlerle karşı karşıya kaldığım oldu, ilerde inkar edilmesin.
    tabi ki sevil teyzesi de onu çok çok çooooook seviyor olursa onun gibi bir bebeği olsun istiyor!

    YanıtlaSil
  2. amin teyzesi, öpüyoruz seni:)

    YanıtlaSil
  3. bu ne be refakatçi gibi. bugün biraz yürüdük..elmamızı yedik!:)))) (sen şimdi anlamazsın annesi bkz. vereceğim: cem yılmaz/ refakatçi!)

    YanıtlaSil
  4. Anne olmak çok güzel bir şey. Kendinden bir parça olan çocuğunu büyütmek çok keyifli bir şey olsa gerek. 10 numara bir duygu bence.

    Sanırım insanın dünyada bıraktığı en güzel iz, en güzel miras kendi çocukları oluyor. Boşuna demiyorlar soyumuzu sürdürüyor diye. Anneler doğurdukları çocuğu dünyaya miras bırakarak bir muris gibi oluyor tabii. Gerçi bir kaç çocuk olunca ve anne ölüp mecaz olarak değil de gerçekten muris olunca miras kavgaları çıkıyor bu defa. Kardeşler miras avukatı tutup miras davaları açıyorlar birbirlerine. Ne kadar kötü.

    Ben de anne olmayı çok istiyorum nasip olur inşallah. Ama önce bi koca bulmam lazım sanırsam :)

    YanıtlaSil