bir şey aramak isterseniz

26 Ocak 2011 Çarşamba

çikolata, seni çok özledim.

diyete başlamamın 35. günündeyim. 4 kilo verdim!

mutluyum anlayacağınız. nasıl gidiyor dersek gayet iyi, başlık işin şakası tabi. he, kendisini gerçekten özlemle anıyorum ama yemiyorum, canım istemiyor. normalde sabah kahvesinin yanına ister kendi yaptığı ister hazır mutlaka tatlı bir şeyler yiyen elif yok artık. tek başına içiyorum kahvemi. en fazla sabah 1 tatlı kaşığı bal ya da pekmez yemediysem 4 kuru kayısı.

diyete böyle uyum sağlayabilmemin en önemli nedeni bence kilo verme isteğim, tamam. ama bir çok önemli nedeni de sevgili diyetisyenimin yazdığı listelerin -ki her gittiğimde tek tek eliyle yazıyor cidden- sürekli değişmesi. ana öğünler değişmiyor genellikle, zaten ne olabilir işte sebze, tavuk, balık; yağsız, susuz gibi. ama aralar değişiyor. beni de mutlu edenler onlar :) ana öğünler ders, ara öğünler teneffüs gibi.

bir de yiyecekler bildik tanıdık. sabah kahvaltım yerli yerinde. onun yerine müsliydi, gevrekti bunlar yok. kimse beni peynirimden ayırmasın yahu! dün bir sağlık dergisinde mesela bir sabah kahvaltısı örneği vardı, müsli, içine bir takım meyveler ve süt. öğen ızgara balık, yanına 4 haşlama kuşkonmaz. oysa benim için kuşkonmaz sadece Atatürk ün sevdiği yemeklerden biri. bana sorsalar böyle tanımlarım: "böyle yeşil, uzun. Atatürk de yemeyi çok severmiş." halihazırda soframda yeri olmayan bir yiyecek rejim listemde de olmasın.

bu arada önemli bir konu da süt mevzuu. ece hala emiyor, ben de hala emsin istiyorum. ama sütüm azalıyor gibi. oysa eskiye göre daha dengeli ve uygun besleniyorum. kış olması sebebiyle fazla su içmememe verdim ve dünden beri bardak bardak su içiyorum. daha bitsin istemiyorum bu emme işi. çok da sürmesin ama şimdi bitmesin.

dileğim önümüzdeki 15 gün içinde sadece bir kilocuk daha verebilmek, bir sonraki diyet konulu yazımda buluşmak üzere, hafif hafif esenlikler dilerim... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder