bir şey aramak isterseniz

22 Eylül 2010 Çarşamba

' iyu iyu! ' Türkçe'si : ' beni kucağına al '



' bebek bu, ağlar '.
ece ilk doğduğunda en çok duyduğum cümle bu oldu heralde.
söyleyenlerin yakasına yapışıp ağlar da nasıl susar asıl onu söyleyin diyesim geldi hep :)

ece ağladı, ben ağladım. ilk haftamız böyle geçti. daha sonra hem ben alıştım, hem doktorumuzun söyledikleriyle ferahladım, hem de ece nin o ağlayan suratı bile bana sevimli gelmeye başladı. bu arada doktorumuzun söylediği ece nin kolikli bebek olduğuydu ve tabi bu yönü değildi ferahlatıcı olan. ama şöyle söyledi : ağlayan bir bebek sözkonusu olduğunda ilk yapılması gereken annesinin sakinleşmesidir !
ben de böyle yapmaya çalıştım ve giderek sakinleştim.

ece de kendine farklı ağlama stilleri geliştirdi bu zaman içinde. acıkma ağlaması, gaz ağlaması, uykum geldi ağlaması ve beni kucakla ağlaması ! evet hepsi farklı cidden, uykusu geldiyse mesela ağzını bile açmadan mızıldanıyor sadece. sabah onu emzirip temizledikten sonra ben kendim kahvaltı etmeye çalışıyorum. bu sırada da onu yatağına yatırıyorum ve yakınına ilgsini çekebilecek bir oyuncak koyuyorum bakması için. bir de son zamanlarda dönencesini çalıştırıyorum. ilk başta ece ilk defa görüyormuş gibi şaşkın şaşkın bakınıyor fakat max bir on dakika sonra mık mık ağlamaya başlıyor. çıkardığı ses hep aynı, bu uykum geldi ağlaması oluyor efendim :)

bir de ben yanında bile olsam bazen ağlamaya başlıyor. bana en tatlı gelen de bu, beni kucakla demesi. onu yatttığı yerden aldığım an tıp susuyor. canım kızım benim, annesini özlüyor :) birtaneciğim benim, ne çok sevdim seni bilsen...

ve evet ben onu kucağıma alıyorum. bu noktada harvey karp a kulak veriyorum, çocuğunuzu kucaklayın diyor, şımarır diye korkmayın diyor bu adam bas bas. zaten 9 ay sizin içinizde 24 saat sarıp sarmaladığınız bebeğiniz gün içinde onu kucağınıza aldınız diye şımarmaz ancak özlem giderir diyor. aynen katılıyorum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder