bir şey aramak isterseniz

1 Mayıs 2012 Salı

22 aylık ece nedir, ne yapar ?


canım kızım 5 gün sonra 22. ayını bitirecek. geçen ay parkta bir başka kız çocuğunun babası bana ' 2-3 ayda nasıl gelişip değişecek inanamayacaksınız.' demişti. onun da kızı yanındaydı, klasik 'sizin çocuk ne kadarlık?' muhabbetinin sonunda söylemişti bu cümleyi. onun çocuğu tam 2 yaşındaydı, aralarında 3 ay vardı yani, aklımda acaba mı sorusu uyanmıştı ama şimdiden anlıyorum ki haklıymış.

bebek ilk doğduğunda zamanın nasıl geçeceğini düşünmüş, günleri haftaları saymış, aylık kelimesinin önündeki rakam büyüdükçe mutlanmıştım. bir yaşından sonra bıraktım artı hafta saymayı. çünkü ece artık gerçekten büyüyordu, hareketleri ,bakışları, çıkardığı sesler daha bir anlamlıydı artık. ilk yaş gerçekten bir çocuk için çok büyük gelişmelerin olduğu bir sene. ilk ayında bebeğin hala öteki dünyaya ait olduğunu düşünmüştüm ben mesela. burayla hiç ilgisi yokmuş gibi. tabi ki annesiyle bir iletişim var ama sadece gönülden! oysa hopbir yılın sonunda çocuk bayağı bir küçük insan haline bürünmüş oluyor. senin yediklerinden yiyebiliyor, sadece tek hecelik seslerle de olsa seninle 'konuşuyor', elinden tutuyorsun yürüyor, yapma diyorsun anlıyor gibi gibi.

şimdiki duruma bakacak olursak ece bana arkadaş gibi diyebilirim! şakası bir yana neler yapıyor, fiziksel gelişimi nasıl diye bakacak olursak:

  • ağzında 20 tane diş var.
  • büyüme persentilinde boyu ortalamada, kilosu ortalamanın altında. ve ben artık buna üzülmeyi bıraktım. 
  • saçları kıvır kıvır aşkımın ama aynı zamanda tiftik :) topluyoruz o yüzden.
  • ayakları 21 numara, incecik ayakları var. 
neler yapıyor?
  • söylediğim -hatta söylemediğim- her şeyi anlıyor. şunu  söylemek istiyorum, ece içi bir çocuk, pek duygusal, algıları çok açık. evet yap yapma dediğim şeyleri anlıyor. ama ona henüz söylemediğim şeyleri de anlayıp ona göre bana reaksiyon verebiliyor.
  • itiraz ediyor! ellerini sallayarak 'diil diil, hayır, istemiyem' falan diyor bana. o kadar ama o kadar komik oluyor ki bazen çok ciddi olmam gereken bir durumda ufak bir kahkaha atabiliyorum. ama ne yapayım karşımda 85 cm bir insan 'ı-ıh, istemiyem, istemiyem' diyor :) bu istemediği şeyler ne mesela? şapka takmak, o anda elinde olmaması gereken bir şeyi almış olması sonucunda benim de geri almak istemem vs. ama daha sonra ayrıca bir yazıda bahsedeceğim terrible two, iki yaş sendromu, hatırına susyorum karşısında. sesimi yükseltmemeye çalışıyorum. 'ececim' diyorum, 'gözlerime bak, sakin ol, şöyle şöyle olmacak, o yüzden biz de böyle yapacak/yapmayacağız tamam mı? ' diyorum, mamam! diyor, ama aynen devam ediyor :)
  • çiş kaka ne biliyor, ama söylemiyor. ben sorarsam yaptın mı diye, cık yapıyor çoğu zaman ama yapmış oluyor mesela kakasını. tuvalet eğitimi için 19 aylıkken  bir başlangıç yaptım ama baktım ki hazır değil yaza erteledim. bakalım o zaman neler olacak.
  • yemek yeme konusu ise benim çok kötü çuvalladoğım bir konu oldu. çünkü ben blender kullandım, kullanıyorum. off, daha çok yemesini istedim ne yapayım! ama şimdi malesef ece hala tam katı bir gıdayı yiyemiyor. ya da beni kullanıyor bilemiyorum. çünkü sevdiği bir kek ya da kurabiyeyi bir şekilde ağzında eritip yutabiliyorken, normal yemeklerini mutlaka ezilmiş istiyor.
  • kendi yatağında yatıyor ama kendisi uyumuyor. ben uyutuyorum, yatağına öyle koyuyorum. geceleri uyanıyor, beni çağırıyor. bazı geceler 3-4 saat uyumadan takılıyor. malesef. ki bu haftada bir iki gece olabiliyor. bazen bir yarım saat yanında kalıyorum uyuyor tekrar.yani uyku konusu iyi mi, kötü mü bilmiyorum.
  • kitapları, oyuncakları, boyaları, resim defteri var. masası, sandalyesi var. ama tüm bunların yanında ben de olmalıyım :) kendisi oyuncağa ya da kitaba dalabiliyor ama çok ciddi söylüyorum 5 dakika, sonra ya benim yanıma gelip 'anne, gelgelgelgel' yapıyor elini sallayarak ya da elindekini alıp benim yanıma geliyor.
  • bu hafta yeni başlayan alışkanlığı taklit. ne desem o da yarım yamalak söylemeye çalışıyor.
  • bu arada ece artık konuşuyor. 21 ayının sonrasında biraz biraz söküldü. tabi ki düzgün bir Türkçe den bahsetmiyorum, ama derdini o eksik gedik kelimeleri ile anlatıyor. en uzun 3 kelimelik cümle kuruyor.
  • parklara ba-yı-lı-yor! yeter ki 'barta' gitsin, ondan mutlusu yok! kaydırağın merdivenlerini kendisi çıkıyor. apartman merivenlerini de kendisi çıkıp inmek istiyor bu arada.
  • yine yeni alışkanlık, çorap çıkarmak. hatta eşofmanın da paçalarını dizlerine kadar çekip lamba cini gibi dolaşmak :) çorabını ters düz artık bir şekilde geri giydiğinde ise benden takdir görmek pek bir ruhunu okşuyor.
  • tv izliyor. baby tv den disney jr a geçti. izliyor dediysem 10 ar dakika gibi izin veriyorum. hoşlanmıyorum öyle gözünü kırpmadan bakmasından. en sevdiği program şu anda mickey farenin klüp evi. baby tv nin hokey pokey i ise dans için mükemmel :) salonu ise kapısı açık bulursa 'müdid accam' diyor dvd oynatıcıyı açıyor koltuğun üstünden açma kapama düğmesine ulaşıp. koştura koştura oynayarak müdid dinliyor. en sevdiği şarkı ajda nın yakar geçerim i. iphone kullanıyor. açıyor, fotoğraflarına bakmak istiyor. pıt pıt geçerek onlara bakıyor. hayvan seslerini, meyveleri falan tanıtan bir uygulama var ona bakmak istiyor ve tabi ki talking tom a bayılıyor :)
bakalım iki yaşı görene kadar daha neler değişecek...